Perşembe, Nisan 25, 2024
Home > Estetik Ameliyatlar > Burun estetiğinde ‘3D’ dönemi

Burun estetiğinde ‘3D’ dönemi

kadinca.net/estetik

Bugüne kadar savunulan bazı oranların, güzel ve doğal burun elde etmekte yetersiz olduğunu bu yüzden üç boyutlu (3D) burun estetiği ameliyatlarının geliştirildiğini söyleyen Op. Dr. Zekeriya Kul, sanatçılar ve plastik cerrahların güzelliğin tarifini yaparken Aristoteles’in “Dengeli ve uyumlu olan her şey güzeldir” sözünü dikkate aldıklarını söyledi.

Bu durumun burun ve burun estetiği için de geçerli olduğunu belirten Kul, “Çevrenizde burun estetiği geçirip memnun olan veya olmayan bir çok kişi görürsünüz. Herkesin tartıştığı ortak nokta; burun estetik ameliyatından sonra doğallık elde edilip edilmediğidir” dedi.

ERKEKLER İÇİN 90, BAYANLAR İÇİN 100 DERECE
Bugüne kadar savunulan bazı oranların, güzel ve doğal burun elde etmekte yetersiz olduğunu ve bunun üzerine üç boyutlu (3D) burun estetiği ameliyatlarının geliştirildiğini ifade eden Kul, şunları söyledi:
Haberin devamı ↓reklam

“Burun ucunda olması gereken parlaklık ve gölgelenmelere ek olarak burun ucu ve sırtı arasındaki uyumlu geçiş, burun ucu kalkıklığının erkekler için 90, kadınlar için 100 derece olması gibi noktalara önem verilmesi, burun estetiği sonucunun hem güzel hem de doğal olmasını sağlıyor.

Bir çok burun estetiği yaptırmış kişi yan profilden bakıldığında burun şeklinden memnunken, karşıdan bakıldığında görünümünden şikayetçi oluyor. Bunun nedeni; yandan bakışta iki boyutlu, önden bakışta ise 3 boyutlu değerlendirme yapılması. Klasik yaklaşımlardan farklı olarak burundaki fazlalıkların tıraşlanması veya düşük olan burun ucunun kaldırılıp iki boyutlu bir anatomi oluşturulması yerine, burundaki eksikliklerin farkına varıp kıkırdak çatının üç boyutlu olarak yeniden dizayn edilmesi rinoplasti (burun) ameliyatını başarılı kılar.”

SANATSAL DOKUNUŞLAR
Her plastik cerrahın aynı zamanda sanatçı bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Kul, “Plastik cerrahları, bir sanatçıyla benzerlik yönünden buluşturan birçok faktör olmasına karşın, farklı kılan şey duygulanım derecesinin daha yüksek oluşudur” diye konuştu.

Plastik cerrahın burnu yeniden yaparken, gözlere, dudaklara ve çene ucuna göre planlama yaptığını, oluşacak etkileri öngörüsüyle hesaplayarak operasyonu gerçekleştirdiğini ifade eden Kul, “Örneğin çene ucu geride olan birinin burun ucu yüksekliğini çok düşürmek yerine, çene ucuna yönelik yapılacak girişimle var olan uyumsuzluk giderilir ve burun estetiği yeni çene ucuna göre gerçekleştirilir” dedi.

Estetik ameliyatların teknolojik gelişmelerle büyük değişiklik yaşadığını dile getiren Zekeriya Kul, şu ifadeleri kullandı:

“Artık burun estetiği ameliyatlarının büyük bir bölümünde tampon kullanılmıyor. Tamponun zorunlu olduğu durumlarda ise, burun içi dokulara yapışma özelliği olmayan hastamızın ameliyattan hemen sonra dahi nefes almasına imkân tanıyan ‘silikon tamponlar’ kullanıyoruz. Burun ameliyatı sonrasında göz etrafında oluşması beklenen şişlik ve morluklara ‘hiloterapi’ yöntemi ile artık rastlamıyoruz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir