İzsiz Meme Küçültme Ameliyatı Olur mu

Büyük ve ya sarkık meme problemlerinden kurtulmak üzere yapılan cerrahi müdaheleler teknoloji ile birlikte büyük gelişmeler sağlıyor.

Örnek olarak önceden T biçiminde yapılan kesik, şimdi tek bir çizgiden oluşuyor.
Memenin dokusundaki bozukluklar, meme dokusunda büyümeyi ve meme sarkmasını ortaya çıkarır. Meme uçlarının aşağı doğru inmesi şeklinde kendini hissettiriyor. Bu tip durumlarda çözüm olarak başvuralan cerrahi yöntemi ile meme dokusundaki fazlalıklar alınıyor ve kalan meme dokuları düzene sokuluyor göğüs kasının ön tarafına asılıyor.

Memenin ucuda bulunması gerek yera taşınıp sabitleniyor. Ancak gevşemiş olan deri dokusunun bir takımı kesilip atıldığından bir iz ortaya çıkıyor. Önceden her vaka sonrasında T izi meydana geliyordu. Günümüzde ise sık olarak kullanılan bir değişik teknik sayesinde belirli düzeyde sadece meme uçlarında aşağıya doğru ilerleyen tek bir çizgi ile mümkün olduğunca en az seviyede iz oluşturarak bu ameliyat yapılmaktadır.

Estetik bakımından bayanların hoşuna gidecek bir meme, bayanın günlük yaşantısı alanındaki hateketlerini, duruşunu, tavırlarını, toplum içerisindeki davranışlar ile birlikte kıyafet seçiminde bile etkisini gösterebiliyor. Büyük ve sarkmış memeleri olan bayanlar, yaşları her ne kadar genç olsada, fiziksel görüntülerini beğenmedikleri için ilerleyen yaşlarda giymeleri gereken bol ve koyu renk baskın kıyafetleri tercih etmek zorunda kalıyorlar.

Memelerdeki aşırı büyüklük nedenleri ;

– Gebelik sonrasında memelerin gelişmesi
– Emzirme sonrası memelerin büyümesi
– Aşırı kilo kaybı ve aşırı kilo alımı sonrasında meydana gelen meme büyümesi
– Hormonal bozukluklar sonrası oluşan memelerin gelişimi
– Genetik faktörler
– Birtakım ilaçların kullanımı sonucu memelerin büyümesi

İZSİZ AMELİYAT YAPILAMAZ

Bahsedilen ameliyat yöntemleri, meme büyüklüğünün normal ve sadece meme sarkması şikayetleri olan hastalara uygulanan tedavi yöntemidir. Hem küçük meme hemde düşük meme sorunları olan rahatsızlar için operasyona meme büyütme ameliyatıda ekleniliyor. Meme arkasına destekleyici bir protez konulduğu zaman bu işlem gerçekleştirilmiş olur. Meme düşüklüğü az bir seviyede olan hastalarda ise meme altında hiçbir çizgi oluşturmadan, sadece memelerin uçlarından içine girilip şekillendirme yapılabiliyor. Bu hastanın yaşı ve deri yapısı deformitenin seviyesine göre ayarlandırılıyor. Şu anda iz bırakmadan ameliyat yapılması mümkün değildir.
Rahatsızlıkları olan bu kişiler ameliyat olmak için kendilerince karar almadan önce bu izler üzerine doktoru ile konuşmalı gereken bilgileri almalıdır. Ameliyat izlerinin gelişim sürecini hızlandırmak amacı ile bazı ilaçlar ve önlemler gerekmektedir. Yapılan bu tarz ameliyatların ortak noktası en az seviyede bir iz bırakmak ve daha az risk ile en yüksek sonuca varmak.

AYNI SEANSTA İÇERİSİNDE 2 MÜDAHALE

Fazla kilo alıp ve vermek sonucunda meme resinde oluşan fazlalık deri, küçültmek esnasında kesiliyor. Bunun etrafında kalan deriyi gerginleştirildiği için meme derisindeki çatlaklar en az seviyede görülüyor. Meme dokusu normalinden büyük olması durumunda meme küçültme ameliyatı esnasında meme dokusundaki sarkmaları düzenleyecek yöntemlere başvurulur. Bunun nedeni ise bayanlar büyük memelerinden kurtulmak isterken bunun yanında dik ve kalkık meme hayalini kurmaktadırlar.
Meme ameliyatları sonrasında izlerin kaybolması her kişiya göre değişiklik göstermektedir.Bazı kişilerde meme ameliyatı izlerinin geçmesi 3 hafta ile 6 hafta arasında değişiklik gösterir. Bazı durumlarda bu süre 1 – 2 yıl kadar uzun bir sürede göstermektedir. İz yapısını oluşturmakta en önemli etkenler, kişinin kendi deri yapısından kaynaklanmaktadır. Deri rengi, derinin gerginlik derecesi ve yara iyileşme sürecini bunlarda belirlemektedir. Koyu tenli kişilerde yara izlerinin iyileşmesi daha geç olur.

Ameliyattan çıkan hastaların ;

– Bir süreliğine sporcu sütyeni ve özel korse takmaları yararlı olacaktır
– Ağır eşyalar kaldırmamalı
– Sigara içmemeli
– Asprin gibi ağrı kesiciler kullanılmamalı
Bunların dışında kol hareketleri ile birlikte göğüs kasının hareket ettiği için hasta kişi konunu çok fazla kımıldatmamalı. Yaklaşık olarak hastanın 8 – 10 hafta sır üstü ve ya yan yatması daha uygun olacaktır.